Duygusal istismar, bir kişinin psikolojik sağlığını hedef alan çeşitli manipülasyon tekniklerini içerir. Gaslighting, bu tür istismarın en yaygın ve tehlikeli biçimlerinden biridir. İlk olarak sahnelenen bu haneye asılan teknikler, insanları kendileriyle ilgili şüpheye düşürür. Gaslighting, kurbanın gerçekliğini sorgulamasına ve güvenini kaybetmesine neden olur. İlişkilerde meydana gelen bu tür manipülasyon, kişiye manevi zarar verirken, aynı zamanda kendine inanma yetisini dahi zedeler. Ayırt etmesi zor olan bu durum, çoğu zaman ağır izler bırakır. Duygusal zeka ve sağlık açısından ciddi tehlikeleri barındırır. Fakat gaslighting hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, bu durumdan korunmanın ilk adımıdır. İşte, gaslighting’i anlamak ve potansiyel tehlikelerini tanımak için bilinçlenmek adına birkaç başlık altında detaylara inmek önemlidir.
Gaslighting, bir kişinin düşüncelerini, duygularını ve algılarını manipüle eden bir psikolojik taciz biçimidir. Genellikle bir ilişki içerisindeki bir taraf, diğer tarafı kendisiyle ilgili şüpheye düşürmek amacıyla çeşitli yalanlar ve yanlış bilgiler kullanır. İsim, 1938 yapımı bir tiyatro oyunu olan "Gas Light"tan gelmektedir. Bu oyunda koca, eşini aklından şüphelenmeye iterken, ışıkların sönmesi gibi durumları göz ardı etmeye çalışır. Bu tür manipülasyon, kurbanın kendi gerçekliğine olan inancını zayıflatır. Kural olarak, bu tür bir istismar duygusal ve psikolojik zararla sonuçlanır. Duygusal bağlantılar bu nedenle derin bir sarsıntı yaşar.
Gaslighting sürecinde, manipülatör sıkça yalanlar söyler ve olayları çarpıtarak bir algı oluşturur. Örneğin, bir kişi sürekli olarak “Sen bu durumu yanlış hatırlıyorsun” diyerek partnerini kendine güven duygusundan mahrum bırakır. Bir başka teknik ise kurbanın çevresindekilerin algısını manipüle etmektir. Manipülatör, arkadaşlar veya aile üyeleriyle ilişkileri sekteye uğratarak, kurbanın sosyal desteğini azaltır. Böylece kurban tamamen manipülatörün eline düşer ve kendisi hakkında daha fazla şüphe duymaya başlar. Bu tür davranışlar, kurbanın yalnızlaşmasına ve duygusal olarak yıpranmasına neden olur.
Gaslighting’in birçok belirgin belirtisi bulunur. Bu belirtiler, kurbanın yukarıda bahsedilen manipülasyon sürecini yaşayıp yaşamadığını anlamasına yardımcı olabilir. Duygusal çalkantılar, özsaygı eksikliği ve ruh hali değişiklikleri yaygındır. Kurbanlar genellikle kendilerini güvensiz hisseder, kararlarını sorgular ve kendilerini beceriksiz olarak değerlendirirler. Kendilerine dair duygu ve düşüncelerini sorgulamak, gaslighting’in en temel belirtilerindendir. Bu süreç, bireyin içsel bir savaş vermesine ve kendi kimliğini bulmaktan uzaklaşmasına yol açar.
Diğer bir belirti, sürekli olarak diğer insanların düşüncelerini sorgulamak ve kendine karşı duyulan güvensizliktir. Yapay ve yanıltıcı bir gerçeklik içinde var olan kurban, ilişkilerde sıkça zorlanır. Duygusal istismarın en tehlikeli yanlarından biri, kurbanı mantıksız gibi hissettirmesidir. Tam bu noktada, aşağıdaki işaretler dikkate alınmalıdır:
Gaslighting, kurban üzerinde derin ve kalıcı duygusal etkilere sahip olabilir. Psikolojik olarak dağınıklık, anksiyete ve depresyon belirtileri bu durumla bağlantılı olarak ortaya çıkar. Kurban, kendi duygularını bastırmak ve gerçeklikten kopmak zorunda kalabilir. Kendisini kötü hissetme ve suçluluk duygusu sıkça yaşanır. Kurban, sürekli bir suçluluk hissiyle yaşarken, yaşadığı ilişkilerden tükenmiş bir halde mevcut olmaya devam eder. Duygusal istismar sürecinde, kişinin özsaygısı ciddi şekilde zedelenir.
Ayrıca, gaslighting'in bir diğer olumsuz etkisi sosyal ilişkilerde yaşanan çöküşlerdir. Kurban, güven kaybı nedeniyle diğer bireylerle olan bağlarını koparma eğilimindedir. Bu durum, kişinin sosyal çevresinin de daralmasına neden olur. Kendini yalnız hisseden bir birey, zamanla daha fazla dışlanmış durumda hissederken, ruh hali giderek kötüleşir. Duygusal zedelenmeler, uzun sürede bireyin zihinsel sağlığını ciddi şekilde etkiler. Her şeyin ötesinde, gaslighting’in etkileri bazen tedavi gerektiren sorunlara dönüştürülebilir.
Gaslighting ile başa çıkmak karmaşık bir süreçtir. Bununla birlikte, bazı stratejiler duygusal sağlığını koruyarak bu durumla baş etmede yardımcı olabilir. Kendine karşı nazik olmak, gelişim için önemlidir. Yazar Vera Peiffer, “Duygusal zorluklarınızı kabul edin; hislerinizi yargılamayın” diyerek, bu süreçte hissedilenlerinin üzerinde durmanın önemine dikkat çeker. Kendi duygularını tanımak, bireyin durumu anlamasına katkı sağlar. Mantıklı düşünebilmek için süre tanımak da önemli bir stratejidir.
Duygusal istismarla başa çıkmanın kritik yollarından biri, güvenilir bir destek sistemine sahip olmaktır. Arkadaşlar, aile üyeleri veya profesyonel terapistlerden alınacak destek, kişinin yalnız olmadığını hissettirebilir. Destek grupları da birçok kurban için yalnızlık hissini azaltma konusunda faydalıdır. Kendi hikayenizi paylaşıp başkalarının deneyimlerinden faydalanmak, güçlü bağların kurulmasına destek yaratır. Tüm bu stratejiler, kurbanın kendine yeniden güven duymayı öğrenmesine, özsaygısını artırmasına ve içsel huzur bulmasına yardımcı olur.